JELLINEK, Georg (1851-1911) Alman hukukçu, siyaset ve hukuk felsefecisi. Devleti hukuksal ve toplumsal boyutlarıyla incelemiştir.
16 Haziran 1851’de Leipzig’de doğdu, 12 Ocak 1911’de Heidelberg’de öldü. Bir Yahudi ailesinin oğluydu. 1857’de ailesiyle birlikte Viyana’ya gitti. Viyana, Heidelberg ve Leipzig üniversitelerinde tarih, felsefe ve hukuk öğrenimi gördü. 1872’de Die Weltanschauungen Leibniz und Schopenhauers (“Leibniz ve Schopenhauer’in Dünya Görüşleri”) adlı teziyle Leipzig Üniversitesi’nden felsefe, 1874’te de Viyana Üniversitesi’nden hukuk doktoru derecelerini elde etti. İki yıl kadar Avusturya’da devlet memurluğu yaptı. Bu sırada hukuk konusundaki araştırmalarını sürdürdü. 1883’te Viyana Üniversitesi’nde profesör oldu. 1889-1890 yıllarında Basel Üniversitesi’nde anayasa hukuku dersleri verdi. 1890’da Heidelberg Üniversitesi’ne geçti. Yaşamının sonuna değin görev yaptığı bu üniversitede anayasa hukuku, devletler hukuku ve siyasal bilim dersleri verdi.
Kamu hukukuna yaklaşımı
Jellinek, kamu hukukunu hukuksal bir temelden 4 yola çıkarak açıklamaya çalışan R.Carre de Malberg, G.Burdeau, H.Kelsen gibi pozitivist hukukçuların görüşlerinden etkilenmiştir. Ancak kamu hukukunu felsefi, tarihi ve sosyolojik boyutları içinde ele alarak kendini hukuksal pozitivizmin dışında tutmaya çalışmıştır. İlk önemli çalışması olan Die sozialethische Bedeutung von Recht, Unrecht und Strafe’yi (“Hukuk, Yanlış ve Cezanın Toplumsal ve Ahlaki Anlamı”) 1878’de yayımlamıştır. Felsefi sorunları ele aldığı bu kitabında hukukun asgari ahlak kurallarını içerdiğini öne sürmüştür. Bir toplumun üyeleri tarafından paylaşılan bu temel ahlak kuralları, toplum içinde yaşamak açısından vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Jellinek toplumsal ve psikolojik bir niteliğe sahip bu olguları hukuksal kurallara dönüştürmek için toplumun onayının gerekli olduğu görüşünü savunmuştur.
Devlet kavramı – Üç tür durum
Jellinek 1892’de Alman kamu hukukuna önemli bir katkı oluşturan ünlü kitabı System der subjektiven öffentlichen Rechte’i (“Özel Kamu Hakları Sistemi”) yayımlamıştır. Jellinek’e göre bireyler devlet karşısında kamu haklarına sahiptir. Bireylerin bu haklara sahip olmadıkları bir durumda devlet hukuksal bir kişiliği temsil etmekten çıkar, fiili bir güç durumuna gelir. Bu durum devletin doğasıyla çelişmekle kalmaz, aynı zamanda uluslararası bir hukukun oluşma olasılığını ortadan kaldırır. Jellinek’e göre bireysel haklar, insanlarda var olan va hukuksal düzen tarafından tanınıp korunan, isteme kapasitesinden kaynaklanmaktadır. Birey, hukuksal kişiliğini yaratan ve tanıyan devletin bir üyesi olarak kamu haklarını kullanır. Hukuki kişilik bir hak değil, hakların koşulu olan bir “durum”dur (status). Çağdaş devlet bu temele dayanır. Bireylerin devlet egemenliğinin nesneleri olabilmeleri için bu egemenliğin özgür insanlar üzerinde uygulanması gerekir. Devlet bireylerin hukuksal kişiliğini tanıyarak kendi kendisini sınırlar. Devletin kabullendiği bu sınırlamalar bireylerin davranışları ya da durumlarıyla yakın ilişki içindedir. Jellinek üç tür durum tanımlar: Bireylerin devlete bağımlılıklarını ifade eden pasif durum; bireylerin devlet karşısında korunmalarını güvence altına alan negatif durum; bireylerin, devletin çıkarları çerçevesi içinde siyasal katılım haklarını ifade eden aktif durum. Jellinek’e göre devletin kendi öz etkinliğine ayırdığı alan, onun kendi kamu hakları bütününü oluşturur. Bu alan, halkın genel çıkarlarıyla sınırlandırılmıştır. Jellinek, kamu haklarının hukuksal temelini bu şekilde açıklamaya çalışmıştır.
Siyasal düşünce tarihi konusunda da çalışmalar yapan Jellinek, 1895’te yayımladığı Die Erklarung der Menscherı – und Bürgerrechte (“İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi”) adlı kitabı nedeniyle Princeton Üniversitesi tarafından onursal bir unvanla ödüllendirilmiştir. Jellinek bu kitabında, 1789 Fransız İnsan Hakları Bildirgesi’nin Rousseau’dan değil, Amerikan Haklar Yasası’ndan etkilendiğini öne sürerek Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nı ön plana çıkarmıştır.
Devlet sosyolojisi ve kamu hukuku
Jellinek daha önce yazdığı kitaplarda savunduğu görüşlerini 1900’de yayımlanan ve birçok dile çevrilen ünlü Allgemeine Staatslehre (“Genel Devlet Kuramı”) adlı çalışmasında bir bireşime ulaştırmaya çalışmıştır. Bu kitabında o döneme değin Alman hukukçuları tarafından ele alınmayan devlet sosyolojisi ile kamu hukuku bilimini birleştirmeye çalışmıştır. Jellinek’e göre devlet bir ülke üzerinde kurulur ve hukuki bir varlığa, kişiliğe sahiptir. Devlet, karşı gelinmesi mümkün olmayan emretme gücüne dayanarak toplumu yönetir. Bir siyasi yapının devlet niteliğini kazanabilmesi için temel örgütlenmesini başka bir devlete bağlı olmadan gerçekleştirebilmesi, kendi yetkilerini doğrudan kendisinin belirleyebilmesi ve sınırlayabilmesi, yasama yürütme ve yargı işlevlerini özgürce gerçekleştirmesi gerekir. Devlet gücünün sınırlarını belirleyen hukuk kuralları, gerektiğinde devlet tarafından değiştirilebilir. Devletin kendi kendisini sınırlamasından doğan bireysel haklar, devletin iradesi dışında kalmazlar. Bu tür hukuk kuralları devletin çıkarıyla çatıştığında devlet bunları değiştirmek olanağına sahiptir. Ancak genel olarak, devlet koyduğu hukuk kurallarına uygun hareket etmelidir. Hukuk düzeninin varlığı devletin örgütlenmesi için de gereklidir ve bu düzen bireylerin devletin emirlerine uymasını güvence altına alır. Devletin, hukuksal kuralları ortadan kaldırarak fiili bir güç olarak toplumu yönetmeye kalkışması onun varlığıyla bağdaşmaz. Hukuk bir kez oluştuktan sonra hem bireyler hem de devlet açısından zorlayıcı bir niteliğe sahip olur. Jellinek’e göre hukuk, devletle birlikte oluşur ve devletin organları aracılığı ile işlerlik kazanır.
Jellinek’in devlet kuramına ilişkin çalışmaları Alman hukuk bilimini büyük ölçüde etkilemiştir. Onun devletin hukuksal ve toplumsal boyutlarını bir bireşime vardırma çabası sorunu çözmekten uzak kalmakla birlikte, konuya önemli bir katkı oluşturmuştur.
• YAPITLAR (başlıca): Die Weltanschauungen Leibniz und Schopenhauers, 1872, (“Leibniz ve Schopenhauer’in Dünya Görüşleri”); Die sozialethische Bedeutung von Recht, Unrecbt und Strafe, 1878, (“Hukuk, Yanlış veCezanın Toplumsal ve Ahlaki Anlamı”); Die rechtlicbe Natur der Staatenvertrdge, 1880, (“Devletlerin Antlaşmalarının Hukuksal Doğası”); Die Lehre von den Staaten-verbindungen, 1882, (“Devletlerarası İlişkiler Kuramı”); Gesetz und Verordnung, 1887, (“Yasalar ve Kararlar”); System der subjektiven öffentlichen Rechte, 1892, (“Öznel Kamu Hakları Sistemi”); Die Erklarung der Menschen -und Bürgerrechte, 1895, (“İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi”); Allgemeine Staatslehre, 1900, (“Genel Devlet Kuramı”).
• KAYNAKLAR: R.Emerson, State and Sovereignty in Modern Germany, 1928; H.Kelsen, Hauptprobleme der Staatsrechtslehre entwickelt aus der Lehre vom Rechts-sdtze, 1911; L.Nelson,DieRecbtswissenscbaft ohneRecht, 1917.
Türk Ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi