İUSTİNİANOS I (482-565) Bizans imparatoru. Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmak istemiştir.
İllirya’da Tauresium’da (bugün Sırbistan’da Niş yakınlarında) doğdu, 14 Kasım 565’te Constantinopolis’te (İstanbul) öldü. Asıl adı Flavius Petrus Sabbatius’tur. İustinianos Magnus (Büyük İustinianos) olarak da anılır. İlliryalı bir köylü ailesinin oğluydu. İmparator I. Anastasisos’un (450-527) ordusunda yüksek rütbeli bir subay olan amcası İustinos’ un (450-527) yanında öğrenim görmek için genç yaşında Constantinopolis’e gitti. Tanrıbilim ve hukuk dallarında iyi bir öğrenim gördü. Amcasının 518’de I. İustinos adıyla imparator olmasından sonra önemli görevlere getirildi. Çocuğu olmayan I. İustinos onu kendisine evlat edindi. 525’te caesar (imparator halefi), Nisan 527’de de augustus (imparator) ilan edildi. I. İustinos, 1 Ağustos 527’de ölünce I. İustinianos adıyla imparator oldu.
I. İustinianos tahta çıktığı sırada Bizanslılar’la Sasaniler arasındaki savaş sürmekteydi. Belisarios komutasındaki Bizans ordusunun Sasani ordusu üzerinde üstünlük sağladığı bir sırada, Eylül 531’de Sasani İmparatoru I. Kubad öldü. Yerine geçen I. Husrev’le I. İustinianos arasında 532’de imzalanan Ebedi Barış Antiaşması’yla savaş sona erdi.
Nika Ayaklanması
Bu sırada Bizans’ta toplumsal huzursuzluklar artmıştı. I. İustinianos’un başta büyük toprak sahibi soylular olmak üzere iktidarı için tehlike oluşturan kesimlerin güçlerini kırmak için aldığı idari ve hukuki önlemler bu huzursuzlukların başlıca kaynağıydı.
Diğer yandan yoksulluğun giderek artması ve vergilerin ağırlaşması halkın yönetime karşı duyduğu tepkiyi artırıyordu.. İustinianos’un 529’da Atina’daki felsefe okulunu kapatması ve putperestleri, Yahudiler’i ve batıl saydığı mezheplerden olanları zorla Hıristiyan yapmaya çalışması ise ayrı bir huzursuzluk kaynağıydı. Sonunda Constantinopolis halkı, Ocak 532’de “Nika” (Zafer) sloganıyla imparatora karşı ayaklandı.
Ayaklanma sırasında Hagia Sophia’yla (Ayasofya Kilisesi) kentin önemli yapıları ateşe verildi. I. İustinianos valiyi ve bazı bakanlarını görevden almaya söz verdiyse de ayaklanma durmadı. Ayaklanmacılar I. Anastasios’un yeğeni Hypatios’u imparator ilan ettiler. İustinianos’un kaçmasını karısı Theodora engelledi. Sonunda Belisarios komutasındaki Bizans ordusu, 30.000’e yakın kişiyi öldürerek ayaklanmayı bastırdı.
Kuzey Afrika’nın alınması
Nika Ayaklanması’nın bastırılmasıyla iktidarını, Sasaniler’le imzaladığı Ebedi Barış Antlaşması’yla da doğu sınırlarını güvence altına alan I. İustinianos, yabancı kavimlerin işgali altında olan eski Roma İmparatorluğu topraklarını geri alarak Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmak için Batı’ya yöneldi.
Haziran 533’te Belisarios komutasındaki bir orduyu Kuzey Afrika’daki Vandal Krallığı’nı ele geçirmeye yolladı. Bizanslılar Eylül 533’te Vandallar’ı yenerek başkentleri Kartaca’ya girdiler. Mart 534’te Vandal Krallığı ortadan kaldırıldı ve bu bölgeye ek olarak Sardinya, Korsika ve Balear adalarıyla Ceuta, Bizans İmparatorluğu topraklarına katıldı. Ancak Belisarios’ un tutsak aldığı Vandal Kralı Gelimer’le birlikte 534’te Constantinopolis’e dönmesinden sonra, bölgede kalan Bizans askerleriyle yerli halk Berberiler arasında çarpışmalar sürdü. Ücretleri ödenmeyen, yorgun Bizans askerlerinin başlattıkları ayaklanma 537’de bastırıldı. Kuzey Afrika, ancak 546-548 arasındaki bir dizi savaştan, sonra kesin olarak Bizans’a bağlanabildi.
İtalya seferi
I. İustinianos’un ikinci amacı Roma İmparatorluğu’nun başkenti Roma’yı ve İtalya’yı ele geçirmekti. İtalya’yı Bizans valisi sıfatıyla yöneten Ostrogot Kralı I. Teodoric’in 526’da ölmesinden sonra, Ostro-gotlar arasında taht kavgaları yoğunlaşmıştı. BizanslIlar, Teodoric’in kızı Amalasuntha’nın, Ostrogot tahtına yeni çıkmış olan kocası Theodot tarafından öldürülmesini bahane ederek, 535’te İtalya’ya saldırdılar. Bir Bizans ordusu Dalmaçya’yı ele geçirirken, Belisarios komutasındaki diğer bir ordu da Sicilya’yı aldı. Önce Neapolis’i (Napoli) Aralık 536’da da Roma’yı alan Belisarios, Ostrogotlar’ın güçlü direnişine karşın, 540’ta başkentleri Ravenna’yı ele geçirmeyi başardı. Bu sırada Belisarios’un kendisini imparator ilan edeceği söylentisinin yayılması üzerine I. Iustinianos onu Bizans’a geri çağırdı, bundan yararlanan yeni Ostrogot Kralı Totila önce orta İtalya’yı, 543’te Neapolis’i, 546’da da Roma’yı geri aldı. Ancak, 552’de Narses komutasındaki Bizans ordularının başlattığı karşı saldırıyla Ostrogotlar kesin bir yenilgiye uğradılar. Böylece 555’te Bizans, tüm İtalya’da denetimi sağladı.
Bu sırada, I. İustinianos’un Batı Avrupa’da kazandığı başarılardan kuşkulanan Sasani hükümdarı I. Husrev, elde edilen ganimetlerden kendisine pay verilmemesini ve Ostrogotlar’m kendisinden yardım istemelerini gerekçe göstererek 539’da barışı bozdu. Mezopotamya ve Suriye’ye giren Sasani ordusu, 540’ta Antiokheia’yı (Antakya) yaktı. Kuzeye yönelen I. Husrev 541’de Doğu Karadeniz kıyısındaki Laz ülkesini işgal etti. 545’te beş yıl için yapılan barış 551 ve 557’de yenilendi. Ancak Sasaniler Laz ülkesinden çekilmediklerinden çarpışmalar sürdü. Sonunda, Bizans’ın ödediği verginin miktarını yükseltmesi karşılığında, Sasaniler’in Laz topraklarından çekilmeleri koşuluyla 562’de iki imparator arasında elli yıllık bir barış antlaşması imzalandı.
Son Batı seferi
I. İustinianos Batı’daki son fetih seferini İspanya’ya düzenledi. 547’de Ceuta’ya saldıran Vizigotlar’ın aralarındaki taht kavgalarından yararlanarak 552’de İspanya’ya bir donanma yolladı. Seferin görünürdeki amacı taht üzerinde iddiası olan Athanagild’e yardım etmekti. 554’te İspanya’nın güneyi fethedildi ve Bizans topraklarına katıldı.
Batı’ya yapılan fetih seferleriyle Sasaniler’le yapılan savaşlar Bizans İmparatorluğu’nun kuzey sınırlarının korumasız kalmasına neden olmuştu. Slavlar, Bulgarlar, Avarlar ve Hunlar hemen hemen her yıl Tuna Irmağı’nı geçerek Bizans topraklarına saldırıyorlardı.!. İustinianos sınırlardaki savunma sistemini güçlendirecek önlemler aldıysa da akınlar durmadı. Slavlar ve Hunlar 550 ve 558’de düzenledikleri akınlarla Adriyatik ve Ege Denizi kıyılarına dek ilerlediler. 559’da Constantinopolis’e yönelen Hunlar Belisarios tarafından durduruldu.
I. İustinianos’un en büyük amacı eski Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmaktı. Bu amacını gerçekleştirebilmek için imparatorluk sınırları içinde geçerli tek bir hukuk sistemi kurmak, eski Roma yasaları ile Bizans yasaları arasında sürekliliği sağlamak gerektiğini düşünüyordu. Tahta çıktıktan kısa bir süre sonra, Şubat 528’de Tribonianos başkanlığında bir hukukçular kurulu oluşturarak, eski Roma yasalarının ilk metinlerinin derlenmesini ve Hıristiyan Bizans toplumunun özellikleri dikkate alınarak günün koşullarına uyarlanmasını istedi. Uzun yıllar süren çalışmalardan sonra iustinianos Yasaları olarak adlandırılan yasalar ortaya çıktı.
İç politikası
I. İustinianos iktidarı için tehlike olarak gördüğü, büyük toprak sahibi soylulara karşı mücadele etti. Soyluların nüfuzunu, mülklerine zor alım yoluyla el koyarak kırmaya çalıştıysa da bunda başarılı olamadı. Memurlukların satılmasına son verdi. Fetih siyasetinin gerektirdiği gelirleri toplamak için vergileri ağırlaştırdı ve vergi gelirlerini güvence altına almaya yönelik önlemler aldı. Diocletianus ve I. Constantinus reformlarıyla birbirinden ayrılan eyaletlerdeki askeri ve sivil yetkileri birleştirmeye karar verdiyse de, uygulama yalnızca bazı Doğu eyaletleriyle sınırlı kaldı ve bazen askeri bazen de sivil yetkilerin üstün tutulması biçiminde oldu.
I. İustinianos, Bizans’ın dış ticaret ilişkilerinde baş rolü oynayan Çin ve Hindistan’la yapılan ticarette Sasaniler’in aracılığına son vermek istiyordu. Bu durum gereksiz masraflara, sık sık yapılan savaşlar ise ipek dışalımının kesintiye uğramasına neden oluyordu. Bizanslı tüccarların Etiopyalı (Habeşistan) tüccarlardan yardım alarak Hindistan’a, Basra Körfezi yerine Kızıldeniz üzerinden ulaşma çabaları başarısızlıkla sonuçlandı. Bu sırada Çin’den gizlice kaçırılan ipek böceği kozalarının Bizans’a getirilmesi sorunu çözdü. Bu tarihten sonra, imparatorluğun birçok kentinde kurulan devlet tekelindeki atölyelerde üretilen ipek, Bizans için önemli bir gelir kaynağı oldu.
Din politikası
I. İustinianos putperestliği ortadan kaldırmaya ve Hıristiyanlık’ı yaymaya yönelik bir din politikası izledi. Kilise üzerinde mutlak bir egemenlik kurdu. Kendisi Ortodoks olmasına karşın, Doğu eyaletlerinin merkezden kopmaması için Ortodoksluk’la Monofizisistlik arasındaki ayrılıkları ortadan kaldırmaya çalıştı. Ancak Batı’da izlediği fetih siyaseti Roma Kilisesi ile anlaşma içinde bulunmasını gerektirdiğinden, bu çabasını gerçekleştirmede büyük güçlüklerle karşı karşıya kaldı. Monofizisistler’in Nasturi eğilimler taşıdıkları gerekçesiyle tanımadıkları üç din adamının yazılarını, 553’te Constantinopolis’te toplanan konsilde mahkûm ettirmesi, Papa’mn büyük tepkisine neden oldu ve Batı kilisesi kararı onaylamadı. I. İustinianos karara uymayan din adamlarının üzerinde büyük bir baskı kurdu.
I. İustinianos iktidarı sırasında bayındırlık çalışmalarını özendirdi. Su kanalları, köprüler, manastırlar, yetimhaneler, hanlar ve hamamlar yaptırdı. Nika Ayaklanması sırasında yakılan Hagia Sophia’yı yeniden inşa ettirdi. Ölümünden sonra yerine yeğeni ve halefi II. İustinos geçti.
• KAYNAKLAR: G.P. Baker, Justinian, 1931;J.W.Barker, Justinian and the Later Roman Empire, 1966; J.B.Bury, History of the Later Roman Empire From the Death of Theodosius I to the Death of justinian, 2 cilt, 1923; C.Diehl, Justinien et la civilisation hyzantine da VIe siecle 1901; W.G.Holmes, The Age of Justinian and Theodora, 2 cilt, 1912.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi