HUIZINGA, Johan (1872-1945) Hollandalı filozof ve tarihçi. Orta Çağ uygarlığı, Rönesans ve hümanizm tarihi üzerine önemli yapıtlar vermiştir.
7 Aralık 1872’de Groningen, Neth’de doğdu. 1 Şubat 1945’te De Steeg’de öldü. Groningen ve Leipzig üniversitelerinde felsefe, dil ve tarih öğrenimi gördü. 1897’de Groningen Üniversitesi’nden felsefe doktoru sanını aldı. 1879-1905 yıllarında Haarlem’de tarih, 1903’te de Amsterdam’da Hint edebiyatı okuttu. 1905-1915 arasında Groningen, 1915’ten sonra da Leiden Universitesi’nde tarih profesörü olarak görev aldı. 1929-1945 arasında Den Haag Bilimler Akademisi Edebiyat Bölümü yöneticiliği yapmış, 1942’den yaşamının sonuna değin Naziler’ce gözaltında tutulmuştur.
Huizinga, tüm yapıtlarında tarihsel olgular arasındaki toplumsal ve tinsel ilişkileri gerçekçi bir tutumla açıklamaya çalışmıştır. Kültürü, toplumun özdeksel, tinsel ve ahlakla ilgili alanların niteliği, doğal durumdan daha yüksek bir varlık durumuna geçişte ortaya çıkan olgu diye tanımlar. Güç kavramına karşı tarihsel deneyimden kaynaklanan bir güvensizlik duyan Huizinga, dengeli ve uyumlu bir hümanizmin savunucusudur. Yapıtlarında tarih boyunca kültürün gelişimini inceler. İlk yapıtlarında Hint edebiyatıyla ilgilenen Huizinga, en önemli yapıtı olan Herfsttij der middeleeuwen’de (“Orta Çağların Batışı”) 14. ve 15. yy’larda Fransa ve Hollanda’daki düşünce ve yaşam biçimlerini irdelemiştir. Bu yapıtı, canlı anlatımıyla edebiyat açısından da değer taşır.
1935’te yazdığı In de Schaduvuen varı Morgerı’ de (“Yarının Gölgesi Altında”) çağımızın tinsel tedirginliğini vurgulamıştır. İnsanlığın bugünü ve geleceği üzerine görüşlerini açıklarken, kültürün bunalımını ve akılcılığın zararlarını belirtti. Bu yapıtında Katolik ahlak anlayışını savunduğu görülür. Homo Ludens (“Oyun Oynayan Adam”) adlı çalışmasında kültürdeki oyun öğesini inceler.
Ölüm bilinci kavramı üzerinde de duran Huizinga, bunu bireyciliğe bağlar. Ona göre ölüm bilinci toplumsal örgütsüzlük dönemlerinde belirir. Çünkü böyle zamanlarda bireysel seçim, toplumsal değerlere kendiliğinden gösterilen uyumun önüne geçer. Huizinga bu tür dönemlere örnek olarak şehir devletlerinin çözülmesinden sonraki klasik toplumu, feodalizmin çöküşünden sonraki erken Rönesans dönemini ve 20. yy’ı verir.
• YAPITLAR (başlıca): Herfsttij der middeleeurven, 1919, (“Orta ÇağlarmBatışı”);£rasm«s, 1924; In de Schaduwen van Morgen, 1935, (“Yarının Gölgesi Altında”); Homo Ludens, 1938, (“Oyun Oynayan Adam”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi