KUHN, Thomas (1922 – 17 Haziran 1996, Massachusetts, ABD) ABD’li bilim tarihçisi, fizikçi. Bilimsel gelişimin devrimler içeren dönüşümlü bir süreç olduğunu ileri sürmüştür.
Thomas Samuel Kuhn 18 Temmuz 1922’de Cincinnati’de doğdu. 1943’te Harvard Üniversitesi Fizik Bölümü’nü bitirdikten sonra II.Dünya Savaşı’ na katıldı. 1949’da da bilim tarihi konusundaki çalışmalarıyla doktor sanım kazandı. 1948’den 1956’ya değin Harvard Üniversitesi’nde bilim tarihi okuttu. 1958’de Princeton Üniversitesi’nde profesör oidu,1968’de Massachusetts Institute of Technology’ de görev aldı. Kuvantum konusunda çalışmalar yaptı.
Kuhn, bilimsel gelişmenin düz çizgiden çok dairesel olduğunu, kesintisiz birikimlerden değil, dönüşümlerden oluştuğunu vurgular. Bu dönüşümler, kimi kez, bilgide kopmalara vol açan, büyük devrimler biçiminde gerçekleşir. Dönüşümsel yapının belli öğeleri vardır: Bir devrim aşamasını, bu devrimin getirdiği yeniliklerin yerleşmişliğe dönüştükleri, “düzenli bilim” dönemi izler. Bu dönem içindeki bir aşamada dönemin verileriyle çözülmeyen güçlükler bunalımlara neden olur. Bu da yeni bir bilimsel devrimi gerekli kılar. Bu devrimler, bilimin gerçek açılımlarını, büyük ilerlemeleri oluşturur. Devrim-yerleşme-bunalım-devrim dönüşümü, bilim talihinin gösterdiği gerçek örüntüdür. Bir tarih süreci olarak bilim, gelişimin biçimsel yönüyle kendini yineleyen bir yapı gösterir. Ancak her devrimin içeriği değişik ve yeni olduğundan gelişim dairesel bir döngü, durağan bir eylem değil, bir spiral ilerlemedir. İlerlemenin temelini oluşturan devrimlerin getirdiği bu yeni içerik, yeni bir bakış açısı, yeni bir kuramsal yapıdır. Kuhn bu kuramsal yapıya, örnek (paradigma) adım verir.
Düzenli bilim dönemi bir kuramsal örneğin temel alınarak, tüm bilimsel çalışmanın bu yapı içinde ve bu yapıya göre sürdürüldüğü bir aşamadır. Bu aşamalar kesintisiz ve düz çizgili bir bilgi birikimi sergiler. Ancak, bunlara bakarak, bilimin genel gelişim biçiminin kesintisiz olduğunu ileri sürmek yanlıştır. Örnek, bilime yalnız kuramsal bir yapı vermekle kalmaz, onun başlangıç varsayımlarını, bir anlamda belitlerini de belirler. Bundan başka hangi konuların, hangi sorunların ele alınacağı da örnekçe saptanır.
Düzenli bilim dönemi sonludur. Bu sonu getiren, örnek çerçevesinde açıklanamayan, sorunlar ya da deneysel veridir. Kuhn’a göre düzenli bilime uygun çerçeve içinde ortaya çıkan bir sorun, örnek içinde bulunan yöntem, kural ya da yollarla çözümlenemez. Yeni yöntemleri gerektirir. Bilimde ve bilgi birikimindeki gerçek ilerlemeler, büyük atlamalar, bu yeni yöntemlerin getiriliş dönemlerinde olur. Düzenli bilim dönemleri, küçük sorunların çözülmesi, bilgi içeriklerinin getirdiği yapıya göre, düzenleme aşamalarıdır; büyük ilerleme getirmez. Yeni benimsenen örnekle bağdaşmayan bütün veriler geçersiz kalır. Önemli olan, gerçek ilerlemelerin, yeni örneklerin ortaya çıkışıyla doğduğunu anlamaktır. Copernicus, Newton ve Einstein bilim tarihinde böyle devrimler yapmışlardır.
Kuhn, bilimsel ilerlemeyi evrimci bir bakış açısıyla değerlendirirken, Amerikan felsefe okulunda Pragmacılık’tan beri önemli bir ağırlık taşıyan görelilik düşüncesini de benimser.
• Eserleri: The Copernican Revolution, 1957, (“Kopernik Devrimi”); The Structure of Scientific Revolution, 1962, (Bilimsel Devrimin Yapısı, 1982) The Essential Tension, 1977, (“Temel Gerilim”).