Anlık Felsefesinde İdealist Eğilim
Gerçekliğin anlık içeriklerinden bağımsız bir özdeksel varlık olduğunu yadsıyan Öznel Idealizm’i Platon’un Gerçekçi Idealizmi’nden ayırt etmek gerekir. Platon’a göre, gerçeklik anlık içeriklerinden bağımsız bir varlık taşır. Ancak bu, algıyla kavranan, insanın çevresini oluşturan tikel nesneler evreni değildir. Algının konusu bilgiye içerik olamayacak, doğruluğu kesin olmayan, yetkinlikten uzak bir gölgeler, kopyalar evrenidir. Gerçeklik, bu kopyalar evreninin kendisinden pay aldığı, izdüşümü olduğu bir nesnel idealar evrenidir. İdealar evrensel ve tam bağımsız varlıklardır. Modem Çağ’da İdealizm bu tür idealar üzerine kurulmaz. Modem Çağ idealizmi Descartes’ta kesin biçimini bulan İkicilik’e karşı bir tepkidir. Anlığın karşısına, anlığın algıyla kavradığı bir özdeksel fiziksel evreni bağımsız bir varlık alanı olarak yerleştiren ikicilik, özdeksel ve anlıksal olgular arasındaki ilişkiyi açıklamada karşılaştığı güçlükler nedeniyle, Etkileşimcilik’e seçenekler aramıştır. Foucher, böyle seçenekler aramanın bir çıkar yol olmadığım vurgulayan ilk düşünürler arasındadır. Bu düşünceyle, Aranedenciler’e ve Leibniz’e karşı çıkmıştır. Foucher, yapılması gerekenin Ikicilik’i yadsımak olduğunu öne sürer. Bunu Ikicilik’i oluşturan varlık alanlarından özdeksel-fiziksel olanını dışlayarak yapar. Böylece, varlık ve töz olarak geriye yalnızca anlık ve onun içerikleri bırakılmış olur. Bu tutum daha sonra dizgeleştirilerek Berkeley ’ce de benimsenmiştir.
Ikicilik’i yadsımanın yalnızca İdealizm’e yol açtığı düşünülmemelidir. Örneğin, Özdekçilik de ikicilik ’i, bir varlık alanı olarak anlığı dışlayarak yadsır. Öte yandan Spinoza’da en belirgin biçimini bulan öznitelik (attributum) kuramı da Ikicilik’i yadsıyan bir anlık felsefesi getirir. Bu görüşe göre, özdek ve anlık birer varlık ya da töz değildir. Gerçek varlık, ya da töz, tektir ve ne salt özdeksel ne de salt anlıksaldır. Özdek ve anlık bu tözün öznitelik-lennden başka bir şey değildir, ikici bir tutum olan Gölgeolguculuk (Epifenomenalizm) iki varlık alanının bulunduğunu kabul eder. Ancak bu görüş için bu varlıklardan yalnız biri temeldir, öbürü temel olanın bir gölgesi, yansısı değerindedir. Yalnız temel olan gölge olanı etkiler; ters yönde etki olanaksızdır. Temel olarak hangi varlığın seçildiğine göre iki ayn Gölgeolguculuk söz konusudur. Bunlardan biri Özdekçi Gölgeolguculuk, öbürü idealist Gölgeolguculuk’tur. Bu sonuncu görüş, hemekadar idealist bir eğilim taşıyor oha da, Idealizm’le karıştırılmamalıdır. Çünkü idealizm özdeği anlığa bütünüyle indirgerken, Gölgeolgucu yaklaşım özdeği, edilgin bir yansı alanı olarak bile oha, bağımsız bir varlık alanı biçiminde düşünür.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi