Bedir Savaşı 13 Mart 624 cuma günü Müslümanlarla Mekkeli müşrikler arasında geçen ilk savaştır.
Savaşın Müslümanlar açısından en önemli sebebi, Müşriklerin kendilerini Hicrete zorlamaları ardından da Mekke’de Müslümanların geride bıraktıkları mallarını yağmalamalarıydı. Müşrikler açısından ise, Medine’ye yerleşen Müslümanların, Mekkelilerin içinde bin deve ve çok değerli ticari mallar bulunan Şam kervanının ele geçirilmesini önlemekti. Hicretten sonra Müslümanlar, geride bıraktıkları mallarının yağmalanmasına karşılık vermek için Kureyş’in irili ufaklı kervanlarına saldırılar düzenlediler. İşte bu kez Müslümanlar, Şam’dan dönen bu kervanı hedef almak istediler. Mekke’deki hemen her ailenin bu kervanda bir hissesi vardı. Bu da Mekkeliler için savaş nedeni oluşturmaya yetmişti. Hz. Peygamber bu sefer için 313 kişilik bir kuvvet hazırladı, Bedir yakınlarına gelerek kervanı beklemeye başladı. Ancak kervanın lideri Ebu Süfyan, Müslümanların kervanı beklediğini öğrendi ve Mekke’ye haber yolladı. Ayrıca kervanın yolunu da değiştirdi. Müslümanların kervana saldırmaya hazırlandığı haberini duyan Mekkeliler, Ebu Süfyan’ın tehlikenin atlatıldığını haber veren ikinci mesajına karşın savaşmaya karar verdiler. Mekkelilerin sayısı 100’ü deveyle ve 100 atlı olmak üzere toplam 950 civarındaydı. İki ordu karşı karşıya gelince savaş başladı. Çarpışmaların ilerleyen aşamalarında müşrikler dağılma belirtileri gösterdi; komutanları Ebu Cehil öldürülünce de iyice dağıldılar. Savaş kesin bir şekilde Müslümanların galibiyeti ile sona erdi.
Bedir Savaşı’nın özelliklerinden biri de tarihte ilk defa inanç ayrılığı sebebiyle, müslüman ve müşrik iki grup arasında baba, kardeş, amca, yeğenlerin birbirine karşı savaşmasıdır. Hicret sırasında müminler, Müşrik yakınlarını Mekke’de bırakarak göç etmişti. Bedir’de bütün bu durumda olanlar karşı karşıya geldi. Ebu Bekir‘in müslüman olmayan oğlunun karşısına babası çıkmıştı. Kureyş’in ileri gelenlerinden Utbe, oğlu Huzeyfe’yi karşısında bulmuştu. Ömer bin Hattab dayısını öldürmek zorunda kalmıştı. Tarihte yakın akrabanın birbirine karşı savaştığı görülmüşse de Bedir’deki kadar geniş ve tevhid-şirk ayrımının sosyal boyutlusu görülmemiştir. Bedir, din ve iman kardeşliğinin, kan kardeşliğini gölgelemesi olayı idi.
Bedir, Kur’an’da ‘Yevmu’l Furkan’ (ayırma günü) olarak isimlendirildi. Çünkü onunla hak ile batıl her yönüyle birbirinden ayrıldı.