DİODOROS, Kronus (İÖ 4.yy) Yunanlı filozof. Sokratesçi Megara Okulu’nun görüşlerini diyalektik bir yöntemle geliştirmiştir.
Yaşamı konusunda yeterli bilgi yoktur, kimi kaynaklar Aristoteles’in çağdaşı olduğunu, İÖ 4.yy ortalarında Karya’da doğduğunu, sonradan yerleştiği Megara’da307’de öldüğünü bildirmektedir. Diodoros, Megara’da Sokrates’in görüşlerini yeni bir yorumdan geçirerek, geliştiren Eukleides’in kurduğu okulda yetişen Apollonios’tan öğrenim görmüş, bilgisini artırmak amacıyla komşu ülkeleri gezmiştir.
Diodoros’un felsefe sorunlarına yaklaşımı Aristoteles, Epikuros ve Stoacı: düşünce dizgelerini incelemekle olmuştur.Bu incelemeler sonucu, düşüncelerini üç ana konu üzerinde yoğunlaştırmıştır. Parmenides’in varlık anlayışından kaynaklanan bu üç konu da devinim, güç-edim ve koşullu önermelerdir.
Diodoros’a göre devinim yoktur. Bir nesnenin devinebilmesi için boş uzayda yer değiştirmesi gerekir. Devinme, bir yerden başka bir yere geçiştir. Oysa “boş uzay” yoktur. Bu nedenle bir nesnenin bulunduğu yerden başka bir yere geçmesi olanaksızdır. Bunun gibi, zaman konusunda da, geçmiş ve gelecek diye bir ayrım gereksizdir.
Güçle edim konusunda, Diodoros, belirlenimci bir görüşü benimsemiştir. Ona göre bütün edimler, daha önceden belirlenmiş gibi, belli bir zorunluğa bağlıdır. Bir edimin ortaya çıkışında olanak (dynamis) söz konusu değildir, bir nesne, bir olay olduğundan başka türlü olamaz. Bu nedenle olanaksız bir nesnenin olanaklı bir nesneden çıkışı düşünülemez. Sözgelişi yokluktan varlığın türemesi ya da varlıktan yokluğun ortaya çıkışı anlamsızdır.
Koşullu önemelerde (hipotetik yargılarda) doğruluk bağıntıya (relatio) bağlıdır. Bu yargılarda, bileşenler arasında kurulan bağlantı sonucu belirlenir, koşullu olan güç olarak doğrudur. Burada “güç” sözcüğü “hipotetik” “edim” sözcüğü de “doğru” anlamındadır. Diodoros’un anlayışına göre yargının (önermenin) doğruluğu “güçte” önceden belirlenmiş olarak bulunur. Bu durumda, nesneler için, mantık bakımından özgürlük söz konusu değildir.
Diodoros’un düşünce düzenine göre varolan yalnız “Bir”dir ve bu “Bir” kendinden başka bir nesneye benzemez, yalnız kendi kendisiyle özdeştir. Evrende değişik biçimlerde bulunan bütün nesneler, gerçek varlıklar değil, birer “görünüş”tür, “Bir” olanın yansımalarıdır. Ancak bu “yansıma” Platon’un “eidea” dediği türden varlıkların yansıması gibi değildir. Bu yansımanın kaynağı, gene, evreni oluşturan “Bir”dir.
Sokrateşçi okulun temel görüşlerini yansıtan bu düşünceler, Diodoros’tan sonra öğrencileri aracılığıyla geniş bir alana yayılmış, birkaç yüzyıl sürmüştür. Özellikle mantık alanında kesin doğruyu bulmak için uygulanan bu Megara Okulu yöntemi daha sonraları Kuşkucu öğretice de benimsenmiştir.
• KAYNAKLAR: D.Henne, L’Ecole de Megare, 1943, C.Mallet, Historie de L’Ecole de Megare, 1845.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi