Duyu Verileri
İslam düşüncesinde bilginin iki kaynağı vardır. Biri tin, öteki duyulardır. Bilgiyi tinsel bir varlık diye gören kurama göre duyular yanıltıcıdır. Bu yanıltıcılık da geçici, ölümlü olan gövdeden dolayıdır. Oysa tin tanrısal bir tözdür, ondan kaynaklanan bilgi de kesindir. Bu kesinlik de tanrısal tözün özelliği gereğidir. Tinle sağlanan bilgi inanla (imanla) bağlantılıdır. Gövdeye bağlı duyularla edinilen bilgi ise inanın denetimi dışındadır. Tin, tanrısal evrenin bilgisini, duyular ise gelip geçici dünyanın izlenimlerini verir.
Ebulberekât Bağdadi, Aristoteles mantığına dayanan, tinsel varlıkları o mantığa göre açıklamaya çalışan görüşe karşı çıkarak, duyuların da kesin ve gerçek sağlamaya elverişli bir nitelik taşıdıklarını ileri sürdü. Duyular, ölümlü olan gövdeye bağlıysalar da, dünyayı anlamada daha kesin bilgi odaklarıdır. Duyular birbirini denetleyebilir, bir duyu ötekinin yanlışını düzeltebilir. Oysa tin için böyle bir olanak yoktur. Bağdadi’nin bu görüşü, İslam düşüncesinde hızla yayılmış, bilgiyi tinsel ve tanrısal bir varlık olarak gören felsefe akımlarına karşı deneye dayanan bir eleştiri çığırı oluşturmuştur. Bu çığıra göre inan usu egemenliği altında bulundurduğu sürece kesin bilgiye ulaşma olanağı yoktur. Usun şaşmaz ölçüleri, değişmez ilkeleri vardır. Duyularla sağlanan veriler, usun denetiminden geçerek kesinlik kazanır. Us ilkelerine göre düşünen bir kimse, duyu verilerini birbiriyle karşılaştırarak, gerçeği bulabilir. Duyular, kişiye, yaşanan dünyayı tanıtmada başlıca kaynaktır. Oysa tin öyle değildir. Tinde varlığı ileri sürülen “doğuştan bilgi” içinde yaşanılan dünyayı anlamaya yetmez, o bilgi yalnız tanrısal varlığı öğretebilir.
Duyu verilerinin bilgi sağlamadaki önemi, daha sonra yetişen İslam düşünürlerinin ilgisini çekmiş, deney ey önelik bir bilim anlayışının doğmasına olanak sağlamıştır. Özellikle, Kur an’a bağlanmayan, bilgiyi dinden ayrı bir varlık sorunu olarak gören düşünürler duyu verileriyle ilgili görüşü benimseyerek geliştirmişlerdir. 13. yy’ dan sonra İslam ülkelerinde yayılmaya başlayan doğacı felsefe anlayışında duyu verilerini bilginin temeli sayan görüşün etkisi süreklidir.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi