İspanya’da Ulusal Müzik
Ispanya’da müzik yaşamı, canlı ve zengin bir geçmişe sahip olmasına karşın, 19.yy’da özgünlüğünü büyük ölçüde yitirmişti. Bu yüzyılın sonlarına doğru, Rusya, Çekoslovakya ve İskandinav ülkelerinde olduğu gibi,Ispanya’da da bir ulusal müzik hareketi gelişmiştir. Ispanyol besteciler, geçmiş kültürü, yerel ve ulusal kaynaklan irdelemeye, değerlendirmeye yönelmişlerdir.
Ülkenin kendine özgü tarihi, bu bakımdan çeşitli etkileri birleştiren zengin bir malzeme sağlamıştır. Özellikle 8.yy’da başlayan İslam egemenliği, Ispanya müziği üzerinde öteki Avrupa ülkelerinde görülmeyen etkilere yol açmıştır. Bu etki, İslam egemenliğinin en uzun sürdüğü güney bölgesinde daha belirgin olmakla birlikte, öbür bölgelerde de sürmüştür. Arap müziğine özgü ritmik yapılar, süslemeler, bir tam sesin ikiye değil, üçe bölünmesi gibi kimi teknik özellikler hem halk şarkılarında, hem de Hıristiyan kilise müziğinde yer almıştır.
15.yy’da çingenelerin Ispanya’ya gelmesi ve bu ülkenin müziğini kendilerine özgü bir tarzla yorumlamaları kültürel bireşime yeni bir etken eklemiş, özellikle cante flamenco’nun gelişmesinde rol oynamıştır.
16.yy’m sonlarına değin, halk şarkılarından yapılan derlemeler, Ispanya’nın müzik yaşamında önemli bir etkinlik olarak sürdürülmüştür. Özellikle 13.yy’da Leon ve Kastilla Kralı X.Alfonso’nun bir Portekiz ve Ispanya halk şarkısı olan cantiga örneklerinden oluşan iki ciltlik derlemesi, bu türdeki en geniş kapsamlı çalışmalardan biri olarak kalmıştır.
V. Carlos ve II.Felipe yönetiminde 16.yy ispanyası siyasal gücünün yanı sıra müzik alanında da en canlı dönemini yaşamıştır. 15. ve 16. yy’larda Avrupa müziğinin gelişmesinde önemli bir rol oynayan Flaman etkisi, o yıllarda Hollanda’nın da İspanya egemenliğinde olması nedeniyle bu ülkeye kolaylıkla ulaşmıştır.Bu dönemde Ispanya, org yapımcılığı ve yorumculuğunun önde gelen bir merkezidir ve önemli besteciler yetiş tirmiştir. Sayıları oldukça kabarık olan bu sanatçılardan en bilinenleri, ünlü bir orgcu ve kuramcı olan Francisco Salinas (1513-1590), kontrpuan yazısına dayanan eşliksiz (a capella) dinsel koro müziğinin temsilcilerinden Tomds Luis de Victoria (ykş. 1549-1611) ile Cristöbal Morales’tir (ykş. 1500-1553).
Sonraki yüzyıllarda ise Ispanyol müziği belirgin bir durgunluğa girmiştir. Ispanya’ya özgü bir tür güldürücü opera (opera buffa) olan zarzuela, 1629’dan başlayarak birçok bestecinin ve halkın başlıca ilgi odağı olmuş, bir gelenek haline gelerek 20.yy’a değin bu etkinliğini korumuştur. 18.yy’m başında, birçok ülkede yaygınlaşmış bulunan Italyan müziğinin, özellikle Italyan operasının etkisi kendini duyurmaya başlamıştır. Görece geç ulaşmış olmasına karşın bu etki, ulusal müzik hareketinin gelişmesine değin Ispanyol müziğine egemen olmuştur. Yaygın beğeni ve eğilimler, Camicer (1789-1855) gibi ulusal müzik akımının ilk öncülerinden sayılan kimi bestecileri de İtalyanca librettolar kullanmaya zorlamıştır.
Bununla birlikte, 19.yy’ın ortalarından başlayarak bir Ispanyol müzik okulunun varlığı kabul edilmiştir. Hilariön Eslava’nın (1807-1878) 16. ve 19.yy’lar arasındaki Ispanyol müziğinden yaptığı ve 1869’da yayımlanan on ciltlik derleme, bu anlayışın bir sonucudur ve temel bir kaynak sayılmıştır.
Ulusal müzik hareketinin asıl başlatıcısı ve esin kaynağı ise Felipe Pedrell’dir (1841-1922). Madrid Konservatuvan’nda yaklaşık otuz yıl görev yapan Pedrell, yayımladığı çeşitli dergiler, kitaplar ve derlemelerle, Ispanyol müziği, özellikle de 16.yy üzerine yaptığı geniş araştırmalarla, ayrıca bir öğretmen olarak sürdürdüğü etkinliğiyle, Italyan etkisinin yerini giderek ulusal müzik anlayışına bırakmasında temel bir rol oynamıştır. Öğrencileri arasında Isaac Albe-niz’% Manuel de Falla, Enrique Granados (1867-1916) ve Joaquin Turina (1882-1949) gibi, İspanyol müziğinin dünyaca ünlü temsilcileri yer alır. Onları izleyen Ispanyol bestecilerin birçoğunda da, ulusal müzik anlayışının doğrudan etkileri ya da müzikteki yeni anlayış ve arayışlarla etkileşim görülür.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi