ELUARD, Paul (1895-1952) Fransız, şair. Gerçeküstücü akımın en ünlü şairidir.
Paul Eugene Grindel 14 Aralık 1895’te Paris yakınlarında Saint Denis’de doğdu, 18 Kasım 1952’de Charenton-le-Pont’da öldü. Babası muhasebeci, annesi terziydi. On iki yaşında Paris’e gitti. Hastalık nedeniyle, ortaöğrenimini yarıda bıraktı. İsviçre’de Clavadel Sanatoryumu’nda kaldığı iki yıl boyunca çağdaş şairleri okudu. Gene bu dönemde âşık olduğu Gala (Helena Dmitrovnie Diakonova) şiirlerinin esin kaynağı oldu. 1914 Şubatı’nda Paris’e döndü ancak I. Dünya Savaşı başladığı için öğrenimini sürdüremedi. Aynı yıl Gala da Rusya’ya döndü. Savaş sırasında piyade erliği ve hastabakıcılık yaptı.
Gerçeküstücülerle tanışması
Savaş deneyimleri Paul Eluard’ı toplumun geçerli saydığı değer yargılarına karşı çıkan sanatçılara yaklaştırdı. Öncü şiir çevrelerine girdi. Barışçıl düşüncelerini 1917’de Le Devoir et l’inquietude’de (“Ödev ve Kaygı”) topladı. 1917’de Fransa’ya dönen Gala’yla evlendi. Savaşın yarattığı olumsuz ruh durumuyla tüm değerlerin yerle bir edilmesini savunan Dadacı-lar’a yakınlık duydu. 1919’da Gerçeküstücü akımın temsilcileri Breton, Soupault ve Aragon’la tanıştı. Bu akımın önde gelen adlarından biri oldu. 1924’te Çinhindi, Avustralya, Cava, Sumatra gibi ülkeleri kapsayan bir dünya gezisine çıktı. Dönüşte Kuzey Avrupa’yı da gezdi ve İspanya’ya gitti. Bu yolculuktan sonra Lorca’nın şiirlerini çevirdi. Yaşamında ve sanatının oluşumunda önemli izler bırakan Gala’dan 1930’da ayrıldı. 1934’te Nusch’la (Maria Benz) evlendi. Bu evlilik Paul Eluard’a verimli çalışabilmesi için gerekli olan mutluluğu ve dengeyi sağladı.
Düşüncelerinde ve dünya görüşündeki değişimler 1938’de Gerçeküstücüler’dan ayrılıp İspanya İç Savaşı’ndan beri sürdürdüğü militan şiire bağlanmasına yol açtı. Bireysel başkaldırı yerine toplumsal devrime yönelen Paul Eluard’ın şiirsel üretimiyle siyasal düşünce ve etkinlikleri aynı doğrultuda gelişti. Alman işgali sırasında, Fransa’nın bağımsızlığı için Direniş Hareketi’ne katıldı, yaşamının bu döneminde özgürlük sevgisini tutkuyla işledi. 1946’da eşi Nusch’un ölmesiyle büyük bir sarsıntı geçirdi.
Katıldığı akımlar
Paul Eluard yaşamının çeşitli evrelerinde sırayla Dadacı, Gerçeküstücü, Alman işgaline karşı direnişçi ve devrimci görüşleri benimseyip bu akımlar ve eylemler doğrultusunda yapıtlar vermesine karşın, daha çok Andre Breton’un kuramcılığını yaptığı Gerçeküstücü akımın en ünlü şairi olarak tanınır. Bu ünü, şiirlerinin yanı sıra Gerçeküstücülük’ün tanıtılması için gösterdiği çabalardan da kaynaklanır. Sayıları yüzü bulan şiir kitapları, Gerçeküstü a anlayışla yazdığı şiirleriyle siyasal nitelikli ürünleri arasındaki derin çelişkiyi sergiler.
1926-1936 arası yayımlanan ilk dönem yapıtlarında Capitale de la douleur (“Acının Başkenti”), La vie immediate (“Dolaysız Yaşam”), La rose publique, (“Halk Gülü”) ve Les yeux fertiles’de (“Verimli Gözler”) erkeğin kadına, insanın insanlığa karşı beslediği büyük sevgi olarak tanımladığı aşkın gücünü ve bu aşktan kaynaklanan insan yaşamındaki değişimleri ele alır. Paul Eluard, sevgiliye gösterdiği aşırı bağlılık ve tutkuyu tüm insanlığa da gösterir. Ona göre, iki âşığı mutlu eden sevgi tüm insanlığın gelecekteki mutluluğuna katkıda bulunan bir olaydır. Büyük bir yaşama sevincini dile getiren şiirlerinde geleneksel güzel-çirkin ayrımına karşı çıkar. 1942’de yayımlanan Poesie et verite (“Şiir ve Doğruluk”) ile 1944’te yayımlanan Au rendez-vous allemand (“Alman Buluşmasında”) ise özgürlük tutkusunu örneklendiren en ünlü yapıtlardır.
Şiirinin özellikleri
Eluard, şiirini bilinçaltından kaynaklanan çağrı şunlarla, düşlerle zenginleştirirken, yalın ve duru bir anlatım geliştirmiştir. Bu tutumu onu yeni bir dil yaratmaya, sözcüklerin, hatta atasözlerinin de anlamlarını değiştirmeye yöneltmiştir. Paul Eluard’m önemle üstünde durduğu sorun gerçeğin şiirsel dille aktarılmasıdır. Bu nedenle tüm sanat etkinliği boyunca şiir dilini tutarlı bir bütüne kavuşturmaya özen göstermiştir. Şiirlerinde sokaktaki adamın dil ve düşünce kalıplarından yararlanması bazı katı Gerçeküstücüler tarafından eleştirilmesine yol açmıştır. Sıradan, genel geçer dil kalıplarıyla şiir dilinin duruluğundan kaynaklanan çatışmayı yapıtlarına uyumlu bir biçimde aktarır. Ona göre şiir, sürekli değişen gerçeğin bir göstergesi, yaşanmış anıların dolaylı yansımasıdır. Öznel olmasına karşın bencillikten uzak, “herkesin” olabilecek bir şiir yaratmayı amaçlamıştır. Eluard şiirini etkileyen üç önemli öğe, aşk, şiirsellik ve gerçeklik ayrılmaz bir bütün oluşturur.
Ölümünden önceki aylarda çalışmalarım, atasözleri, çocuk şarkıları, halk ağzındaki yaygın sözcük ve deyimlerin, yeni ve değişik amaçlar için kullanılmasını sağlayacak belgelerin derlenmesinde ve sevme sevincinin herkes tarafından paylaşılmasında odaklaş-tırdı. Şairin bu dönemindeki yapıtlarında, en çarpıcı güzelliklerin sıradan bir dille aktarılabileceği düşüncesi tümüyle egemen oldu.
• YAPITLAR (başlıca): Poemes pour la paix, 1918, (“Barış İçin Şiirler”); Capitale de la douleur, 1926, (“Acının Başkenti”); La vie immediate, 1932, (“Dolaysız Yaşam”); i La rose publique, 1934, (“Halk Gülü”); Les yeux fertiles, 1936, (“Verimli Gözler”); Au rendez-vous allemand, 1944, (“Alman Buluşmasında”); Le Phenix, 1951, (“Anka Kuşu”).
Türk ve Dünya Ünlüleri AnsiklopedisiKarartma