Peyami Safa'dan Allah ve Ahiret İnancına Dair Düşünceler

“Ben Allah’a öteki dünya düşüncesinden en uzak olduğum çocukluk çağınca inanmaya başladım. Bütün ömrüm bu inancımı kontrol etmekle geçti. Mizacım bakımından inanmaktan ziyade şüphe etmeye meylim vardır. Boşuna inanmaktan ve boşuna şüphe etmekten çok sakınırım. Bence şüphe edilecek şeyden şüphe etmemek ahmaklıktır. Benim imanım, şüpheye karşı adım adım kazanılmış bir dikkat, inceleme, tenkir ve bilgi zaferidir. Allah’ı körü körüne inkar etmek kolaydır ve çok kârlı görünür. İnsanı hesap vermekten mesuliyetten, vicdan azabından, ceza korkusundan kurtarır. Fakat Allah’ı metafizik. Felsefi ve ilmi delillerle inkar etmek, ispat etmekten daha zordur. Allah fikri öyle bir güneştir ki, onsun her izah karanlıkta kalır. Kainat ya tesadüfün veya Allah’ın eseridir. Tesadüfün eseri olabilmesi için atomdan sayısız yıldızlara ve galaksilere kadar onu vücuda getiren ve en büyük rakamlarla bile ifadesi imkansız derecede çok sayıda unsurun yan yana gelmesini sağlayan bitip tükenmez tesadüflerin birleşmesi lâzım. Buna inanmanın Allah’a inanmaktan daha az makul olduğunu göstermek için şöyle bir misale başvurulur:

“Bir maymunun önüne bir yazı makinası koyunuz. Tuşlara rasgele vurmaya başladığını farz ediniz. Maymun kaç milyar kere vurmalıdır ki, rasgele yan yana gelen harflerden nihayet Shakespear’ın tam bir eseri meydana gelsin? En büyük matematikçiler, ihtimal hesapla bunun cevabını vermekte acizdirler. Zira kainat Shakespear’in bir eseri kadar sayılı unsurlardan meydana gelmiş ve o kadar küçük değildir. İçinde sayılamayacak kadar çok eser, sistem, organizasyon, canlı ve cansız varlık terkipleri vardır. Bunları yaratabilmek için kaç milyar tesadüf maymununun kaç milyar sene el ele verip çalışması lâzım? Bunu bilmek büsbütün imkansız. Bunun sadece imkanına inanmak da Allah’a inanmaktan milyar kere daha zor.”

Peyami Safa

Daha yeni Daha eski