Muasara Hadis Kavramı, Nedir, Anlamı, Hakkında Bilgi

Muâsara. İki râvînin aynı zaman dilimi içinde yaşaması anlamında hadis terimi.

Hadis terimi olarak görüştükleri kesin­likle bilinmeyen, fakat karşılaşmaları ve birbirlerinden hadis almaları mümkün olan iki râvinin aynı zaman diliminde ya­şamasını ifade eder.

Muâsara kelimesi ilk defa III. (IX.) yüz­yılın başlarında, hadis kabul şartlarının yoğun şekilde tartışıldığı bir dönemde muan’an hadisin senedinin muttasıl olup olmayacağı konusu üzerinde durulurken Müslim tarafından kullanılmıştır. Müs­lim’e göre güvenilir bir râvi kendisi gibi güvenilir bir başka râviden “an” lafzı ile hadis rivayet etmiş ve ikisi aynı zaman dilimi içinde yaşamışsa birinin diğeriyle karşılaşıp ondan hadis duymuş olması mümkündür. İkisinin bir araya geldiğine dair herhangi bir haber bulunmasa da bu şekilde nakledilen rivayet muttasıl kabul edilir ve delil olarak kullanılması gerekir. Ancak râvinin kendisinden rivayette bu­lunduğu kişiyle karşılaşmadığına veya on­dan hiçbir hadis almadığını gösteren açık bir delil varsa bu durumda muâsara iki râvinin birbiriyle görüştüğünü (mülakat) ifade etmez.

Müslim’e bu değerlendirmesinden do­layı itiraz edilmiş ve aynı zaman dilimi içinde yaşayan râvilerin birbirinden hadis nakletmelerinin mutlak surette görüş­müş oldukları anlamına gelmeyeceği be­lirtilmiştir. Nitekim Hz. Peygamber’le aynı dönemde yaşamalarına rağmen kendi­siyle görüşmediklerinden dolayı muhad-ramlann naklettikleri hadisler merfû ka­bul edilmemiştir. Bunun yanında çağdaşı olup görüştüğü ve hadis aldığı bir şeyh­ten duymadığı bir hadisi nakledenlerle (tedlîs) çağdaşı olduğu halde hadis duy­madığı bir şeyhten duymuş gibi rivayet eden râviler mürsel-i hafî bulunmakta­dır. Bu sebeple tedlîsin tarifinde yalnız muâsara ile yetinenlere karşı çıkılmış ve rivayette muâsaranın değil mülakatın şart koşulması gerektiği ileri sürülmüş, mürsel-i hafî zayıf hadis çeşitlerinden sayıla­rak reddedilmiştir.

Usul kitaplarında müstakil başlık al­tında zikredilmeyen muâsara. daha çok Buhârî ve Müslim’in hadis kabul şartlan ve iki Şahîh’ten hangisinin daha üstün olduğu söz konusu edilirken ele alınmış­tır. Buhârî, birbirinden nakilde bulunan râvilerin hayatta en az bir defa karşılaş­mış olmalarını (mülakat) şart koşmuş olup bu durum Sahîh-i Buharının Sahîh-i Müslim’den üstün sayıldığına dair bir ge­rekçe olarak gösterilmiştir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski