YAKUB AVFÎ ( ? – 1736)
Türk, mutasavvıf. Tasavvufla İslam dinini uzlaştırmaya çalışmış, sünni tarikatların, din bakımından, yasal olduğunu ileri sürmüştür.
Yakub Avfî’nin doğum yeri ve tarihi bilinmiyor, İstanbul’da öldü. Amasyalı Şeyh Fenai Mustafa Efen-di’nin oğluydu. Önce babasından, sonra Celveti tarikatı şeyhlerinden Bilecikli Osman Efendi’den öğrenim gördü, kendini tasavvufa verdi. Osman Efendi’nin etkisiyle Celveti tarikatına girdi. Bu tarikatın anlayışına göre insan Şeriat’ın koyduğu ilkelere uymalı, ancak inanını güçlendirmek için anış (zikr) ile kendini armdırmalıdır. İnsan, gerçek yurdu olan, tanrısal ülkeden uzak düşmüştür, oraya kavuşmanın özlemi içindedir. Bu özlemin gerçekleşmesi de geçici varlıklardan yüz çevirerek Tanrı’ya yönelmekle, tini bütün duygusal eğilimlerden arındırıp Tanrı sevgisiyle doldurmakla olabilir.
Yakub Avfî, bağlı bulunduğu tarikat dolayısıyla, dinle tasavvuf arasında, şeriat ilkelerine dayalı bir uzlaşmanın gereğini ileri sürer. Ona göre insanın olgunlaşması, yetkinleşmesi tinsel bir olaydır ve tanısal varlığa yönelmekle, onun dışında bir gerçek tanımamakla sağlanabilir. İnsan bu evrende bir konuktur, gövde tinin geçici bir süre bulunduğu evidir (mahbes). Tin bu evde gerçek yurdundan ayrılmış, sevgiliye (Tanrı) kavuşma özlemi içindedir.
• YAPITLAR (başlıca): Neticetü’t-Tefasir, yazma, (“Yorumların Sonucu”); Kenzü’l-Vaizîn, yazma, (“Vaizlerin Hâzinesi”); Hediyetü’s-Salikîn, yazma, (“İnanmışların Armağanı”).
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi