Köy Enstitüleri Nedir, Tarihi, Ne Zaman Kuruldu, Özellikleri, Hakkında Bilgi

KÖY ENSTİTÜLERİ

Köy enstitüleri, köylere öğretmen ve sağlık personeli yetiştirmek için 1940 yılında kurulan, yalnız köylerden öğrenci alan ve iş eğitimi ilkelerine göre çalışan yatılı eğitim kurumlarıydı. Bu kurumlar dışarıdan kopya edilmemiş, Türkiye’nin gerçeklerinden doğmuştu.

Türkiye’de irili ufaklı 40 000 köy vardı. Cumhuriyet’in onuncu yılında bile bunların ancak 5 000’inde okul bulunuyordu. Çoğu üç sınıflı olan bu okullarda çalışan öğretmenlerin sayısı 6 786, okuyan öğrenci sayısı 313 000’di. Fakat sorun sadece öğretmen yetiştirmekle çözülemezdi. Yeteri kadar okul yapılması, bu okulların ders araçlarıyle donatılması, zorunlu öğrenim çağındaki çocukların okula devamının sağlanması, okullarda çağdaş eğitim ilkelerinin uygulanması, öğretmenlerin maddi ve manevî refaha kavuşturulması gibi ana sorunların da çözüme bağlanması gerekiyordu. 1935’te büyük çapta ilköğretim hamlesine girişildi. Milli Eğitim bakanı Saffet Arıkan bu işle İsmail Hakkı Tonguç’u görevlendirdi. O zaman 40 000 köyün 32 000’inde nüfus 400’-den, bunların yarısında da 150’den azdı ve öğrenim çağındaki çocuk sayısı 20-40 arasındaydı.

Orduda çavuş veya onbaşı olmuş okur-yazar köylülerden yararlanma yoluna gidildi. 6 aylık bir kurstan geçirilen okur-yazar köylülere eğitmen, bunların çalıştığı okullara da eğitmenli okul adı verildi. 10 yıl içinde (1937-1947) eğitmenlerin ve eğitmenli okulların sayısı 6 533’ü, bu okullarda okuyan öğrenci sayısı 214 000’i buldu.

Eğitmen hareketi köylerde eğitim ve öğretimi sağlamak için temelli bir çözüm olamazdı. Onun için bir yandan da öğretmen yetiştirme işine başlamak gerekti. Kısa zamanda çok sayıda yetiştirilecek öğretmenlere bareme göre maaş vermeğe olanak yoktu. Öğretmene az ücret vererek devletin yükünü arttırmamak, buna karşılık ev, geçimine yetecek kadar toprak, tohum, tarım âleti, koşum ve gelir hayvanı vermek, onu tıpkı köylüler gibi üretici yapmak uygun görüldü.

Köy enstitüleri bu fikirlerden ve zorunluklardan doğdu. Uygulama Haşan Âli Yücel’in bakan olmasından (1938) -sonra İsmail Hakkı Tonguç’un tasarladığı şekilde geliştirildi. 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu 17 nisan 1940’ta kabul edildi. Türkiye, başlangıçta 14 bölgeye ayrıldı. Her bölgede bir köy enstitüsü açıldı. Enstitülere öğretmen yetiştirmek amacıyle Hasanoğlan’da ayrıca bir Yüksek Köy Enstitüsü kuruldu (1943). Enstitülerin kurulduğu yerlerde hazır bina hemen hemen yoktu. Kızılçullu, Cilavuz, Düziçi, Gölköy, Pazarören, Çifteler ve Beşikdüzü gibi birkaç enstitünün açıldığı yerde başlangıçta mevcut bir iki binadan yararlanıldı. Diğerlerinde bu da mümkün olmadığı için çadır kurularak işe girişildi. Enstitüler öğrencilerle öğretmenlerin a-lmteriyle kuruldu; birkaç yıl içinde 15 000 yatılı öğrenciye yetecek 700’e yakın bina yapıldı. Geniş sebze ve meyve bahçeleri, yollar meydana getirildi. Enstitü dolayları bağ, koruluk, spor ve oyun alanlanyle donatıldı. Enstitüye su ve elektrik getirildi. Öğrenciler bu kurumlarda yaşayarak ve iş yaparak öğrenme fırsatını buldular. Enstitülere 5 yıllık köy okulunu bitiren kız ve erkek çocuklar alınırdı. Öğrenim süresi 5 yıldı. Öğrenciler yılda 45 gün nöbetleşe tatile giderdi. Günde 8 saat, haftada 44 saat çalışma yapılırdı. Bunun 22 saati kültür derslerine, 11 saati tarım ders ve işlerine, 11 saati teknik ders ve işlerine (marangozluk, yapıcılık, demircilik) ayrılmıştı. Derslerde uygulanan yöntemin özü «öğrencileri zati çalışmalara sevkederek onlara bilgiyi iş içinde ve iş vasıtasıyle öğretmek»ti.

Okulda hademe ve memur sayısı çok azdı. Öğrenciler bütün işleri (temizlik, yemekhane, yatakhane hizmetleri v.d.) nöbetleşe yaparlardı. Okul demokratik bir düzenle yönetilirdi. Her cumartesi öğleden sonra enstitü alanında toplanan öğrenciler o hafta işleri yürütmüş olan kümenin çalışmalarını eleştirirlerdi.

Köy enstitüleri için tasarlanan plana göre 20  yıl içinde Türkiye’de okulsuz köy kalmayacaktı. Enstitüler gerçek anlamıyle 6 yıl, ismen 13 yıl yaşadı. 1946’da girilen çok partili dönemde köy enstitüleri zamanın iktidarı aleyhine tartışma konusu yapıldı. Bu kurumlar komünist uygulamaların, ahlâk ve geleneklere aykırı davranışların merkezi olmakla suçlandı. Millî Eğitim bakanı Reşat Şemsettin Sirer önce köy enstitülerinin kurucusu ve genel yöneticisi olan İsmail Hakkı Tonguç’u görevinden uzaklaştırdı; sonra bütün enstitülerin yönetim ve öğretim üyelerinin hemen hepsini değiştirdi; Yüksek Köy Enstitüsü’nü kapattı. Enstitülerde uygulanan demokratik eğitim ve işe dayalı öğretim ilkesi büyük ölçüde terk edildi. Köy öğretmenleri yeniden maaşa bağlanarak üretici öğretmen ilkesinden vazgeçildi. Enstitülere şehir ve kasabalardan da öğrenci alınmağa başlandı. Tevfik İleri’nin bakanlığı sırasında önce köy enstitülerindeki karma eğitim sistemine son verildi, kız öğrenciler iki enstitüde toplandı (1951), sonra enstitülerin öğrenim süresi 6  yıla çıkarılarak adları ilköğretmen okuluna çevrildi (1953). Köy enstitüleri kısa sürede önemli sonuçlar vermişti. Bu okullardan 8 yıl içinde 15 837 öğretmen yetişti. Köylerdeki öğretmenli okulların sayısı 4 077den 13 701’e (yüzde 336 artış), öğretmen sayısı 6 992’den 21 072’ye (yüzde 301 artış), öğrenci sayısı 400 000’den 1135 000’e (yüzde 282 artış) yükseldi.

Daha yeni Daha eski