Pythagoras Kimdir, Hayatı, Felsefesi, Hakkında Bilgi

PYTHAGORAS (İÖ 580-500)

Anadolulu filozof ve matematikçi. Sayının, varlığın kurucu ilkesi olduğu görüşünü savunmuştur.

Batı Anadolu kıyısında Sisam Adası’nda doğdu, sonradan yerleştiği Güney İtalya’nın Kroton ilinde öldü. Pythagoras’m yaşamıyla ilgili bilgiler kesin değil, söylencelerle karışmış, gizemli bir niteliğe bürünmüştür. Onun Güney İtalya’ya yerleştikten sonra, din içerikli bir topluluk oluşturduğu, bunun Trakya’dan gelen Orpheus inançlarıyla karışarak yeni bir biçime girdiği söylenir. Kimi kaynaklara göre Pythagoras İran’a, Mısır’a gitti, oralarda benimsenen dileri, inançları inceledi, yurduna döndükten sonra, düşüncelerini daha geniş bir alana yayarak yandaşlarının çoğalmalarını, yönetimi ele geçirmelerini sağladı. Felsefe tarihi bakımından, doğru olan Pythagoras’ın sayılara dayanan bir düşünce öğretisi geliştirdiği, bütün varlık türlerinin sayılardan oluştuğunu savunduğudur. Onun görüşlerini, sonradan öğrencileri, Yunanistan, İtalya ve Anadolu’ya yaymışlardır.

On sayı, on ilke
Pythagoras öğretisine göre varlığın ilkesi (arkhe) sayılardır, sayıların belli oranlarda birleşmeleri varlık türlerinin oluşumuna olanak sağlar. Ancak sayılar büsbütün soyut değil, somut bir nitelik taşır. Sayılar tek ile çift ya da “sınırsız” ile “sınırlayıcı” diye ikiye ayrılır.

Bu temel karşıtlık on varlık türünde görülür: Tek-çift, m sağ-sol, bir-çok, erkek-dişi, duran-kımıldayan, doğru-eğri, aydmlık-karanlık, iyi-kötü, kare-dikdörtgen, son-lu-sonsuz. Bu karşıtlan, oluşturduklan varlık türlerine göre, on bölümde toplayan Pythagoras için temel sayı birdir. Bir sayısı bütün varlıklann değişmeyen, ölümsüz ilkesidir (monas). İki sayısı, dişiliğin ve bu dişilikten ortaya çıkan doğanın kurucu öğesidir. Uç, uyum ve düzen sağlar, nesnelerin üç boyutunu, ateş, su ve hava gibi öğeleri oluşturur. Aynca doğadaki tanrısal birliğin erkeklik niteliğini gösterir. Dört ise tanrısal erki simgeler. Beş, evliliği ve nesnelerdeki türlülüğü yansıtır. Altı, diriliğin, diri varlıklann ilkesidir. Bunda dişiliği gösteren iki ile erkekliği yansıtan üç, salt birle birleşerek soyun sürüp gitmesine olanak sağlar. Yedinin usu, ışığı, erki ve korkulu dönemleri gösteren özelliği vardır. Doğanın süresiz değişikliği, bütün varlıkların birliğe kavuşması bu sayıyla simgelenir. Sekiz, erdem, ahlak ve us karşılığıdır, küpün temelini kuran iki çiftten oluşur. Dokuz, doğruluk ve yüce yetkinliktir. Dokuz, ilk tek sayı olan üçün karesi olduğundan bütün nesnelerin sonsuz bir evrim geçirdiğini gösterir. On sayısı da kutsal karedir, kutsal dörtlüktür, doğanın kaynağıdır. Sayıların onu aşmamasının nedeni en büyük yetkinliğin ve yüceliğin onda bütünlüğe ulaşmasıdır.

Karşıtlar, nokta, çizgi ve yüzey
Pythagoras felsefesinde tek (peritton), çift (artion), sonsuz (apeiron), çokluk (plethos) ve sonlu (peperasme-non) gibi karşıtlıkları oluşturan sayılar, tinsel varlıkların da kurucu ilkesidir. Öte yandan müziğin temeli olan uyum da (harmonia) sayılarla kurulur. Özellikle çalgılarda, sesin niteliği, telin uzunluğuyla orantılıdır, bu da uzunluğun sayıyla bağlantısı yüzündendir. Çünkü uzunluk bir çizgi biçimindedir ve iki sayısıyla gösterilir. “Çoklukta birlik” olan uyum düzendir. Müzikte ve varlık türlerinde olduğu gibi, geometrinin konu edindiği biçimler de, sayılardan oluşur. Sözgelişi bir noktayı, iki çizgiyi, üç üçgeni, dört ise dörtyüzlü biçimi kurar. Gökyüzü varlıkları da sayılardan kuruludur ve herbirini belli bir sayı gösterir.

Evren 

Evren bütününde uyum ve düzen egemendir, karanlık olan yeryüzü küre biçimindedir ve evrenin odağı değildir. Yeryüzü evrenin ortasında bulunan, ancak içi görünmeyen bir ateş yığını çevresinde dönmektedir. Bu odağı ateş olan varlığın çevresinde, batıdan doğuya doğru, birbirine eklenen, on göksel nesne döner. Ay, yer ile Güneş’in arasına girerse Güneş tutulur. Görünmeyen bir “karşı yer” vardır, onun ya da yerin gölgesi Ay üzerine düşünce de Ay tutulur. Bütün hızlı devinen nesneler ses çıkarır, bu nedenle yıldızların da çıkardığı özel bir ses vardır. Bu sesin niteliği yıldızın ateş küreye olan uzaklığıyla orantılıdır. Göksel varlıkların, ölümlülerin işitemeyecekleri, yüce bir müziği vardır.

Bilgi
Alkmaion’un belirttiğine göre, Pythagoras öğretisinin bilgi kuramı duyu verilerine dayanır. Duyulardan gelen izlenimler, beynin gözeneklerinden içeri girer. Beyin sağlıklı olmaz, uyumu bozulursa çalışması da düzensiz olur. Beynin aldığı izlenimler bellek ve istencin sürekli işleyişiyle düşünceye dönüşür. Gövdeye dirilik kazandıran tin ölümsüzdür. Bu ölümsüzlüğü daire biçimindeki devinmesinden kaynaklanır. Bilginin oluşmasında, tinin etkinliği temeldir.

Pythagoras’a göre yaşamın ereği tinin arınmasıdır. Bütün varlıklarda tanrısal töze benzeme eğilimi bulunur. En yüce iyilik tanrısal olan varlığa benzemekle sağlanır. Tanrısal varlığa benzemek ise erdemdir. Bir uyum, bir düzen olan erdem ise kare biçimini kuran sayıdır.

Yazılı yapıt bırakmayan Pythagoras’ın düşünceleri, sonradan din inançlarıyla karışarak, yeni bir nitelik kazanmış, özellikle sayılara dayanan öğretisi gerek Doğu’da, gerek Batı’da çok geniş bir ilgi alanı Evren bulmuştur. Sayıların birtakım gizemli güçler taşıdığına inanan kurumların başında tarikatlar gelir. İslam dininin doğuşundan sonra ortaya çıkan tarikatlar arasında harf ve sayıyı temel alan Hurufilik, dolaylı olarak, Pythagoras öğretisinden etkilenmiştir. Bu etki yazılı kaynaklan incelemekten değil, yaygın inanç gelenekleri nedeniyledir. Yeryüzünün evrenin odağı olmadığım ileri süren Pythagorasçı görüşü, sonradan Pontoslu Herakleides ile Sisamlı Aristarkhos geliştirmiş, belli bir anlamda Kopernik dizgesine öncülük etmiştir. Alkmaion ve Philolaos gibi filozoflar da Pythagoras kuramının yayılmasına yardımcı olmuşlardır.

Pythagoras’ın adı günümüzde, matematiğe onun kazandırdığına inanılan bir teorem nedeniyle çok sık anılır. “Bir dik üçgende, iki dik kenann uzunluldannın karelerinin toplamı, hipotenüsün uzunluğunun karesine eşittir” biçiminde anlatılan teorem Pythagoras teoremi, a2=b2+c2 eşitliğini doğrulayan, a, b, c tam sayıları da Pythagoras sayılan olarak tanınır.

• KAYNAKLAR: W.Bauer,’ Der ditere Pytbagoreismus, 1897; E.Frank, Plato und die sogenannten Pytbagoreer, 1962; Diogenes Laertius, Leben und Meinunger berübmter Philosophen, 1967; Porphyrios, Vita Pythagorae, 1816.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski