Meş'ar-i Haram Nedir, Neresidir, Hakkında Bilgi

Meş­’ar-i Harâm. Hac menâsikinin ifa edildiği yerlerden biri.

Sözlükte “bilmek, hissetmek” anlamın­daki şuur kökünden ism-i mekân olan meş’ar (çoğulu meşâir] kelimesi, aynı kökten türeyen ve Allah’a kulluğun açık alâmet ve işaretleri olan “şeâirin, ibadet­lerin eda edildiği yer” mânasına gelir. Meş’ar, yine “bilmek” mânasındaki ilm kökünden türemiş ma’lem (çoğulu mea­limi ile eş anlamlı olup her ikisi aynı za­manda “bir şeyin kendisiyle bilindiği işa­ret” karşılığında da kullanılır. Meş’ar-i Ha­ram terkibindeki haram kelimesi, bura­nın Harem bölgesi içinde bulunduğunu veya hürmet gösterilmesi gereken bir yer olduğunu belirtir. Meş’ar-i Haram tabiri, İslâmî literatürde hac menâsikinden bir kısmının yerine getirildiği yer olarak Ara­fat ile Mina arasındaki bölgeyi ifade et­mektedir. “Arafat’tan kalabalıklar halin­de dalga dalga indiğinizde Meş’ar-i Haram’da Allah’ı anın” mealindeki âyette [Bakara 2/198] geçen yerin neresi oldu­ğu konusunda farklı görüşler vardır. Hac sırasında Resûlullah ile birlikte bulunan Abdullah b. Ömer’den gelen iki rivayetten birinde onun Meş’ar-i Harâm’ı Arafat ile Mina arasında bulunan Müzdelife’nin ta­mamı, diğerinde ise Müzdelife sınırları içinde yer alan Kuzah tepesi olarak nite­lediği birçok kaynakta nakledilmektedir. Ancak Hz. Peygamber’in Müzdelife’de geceleyip sa­bah namazını kıldıktan sonra devesine binerek Meş’ar-i Harâm’a kadar’geldiği [Ebû Dâvûd ve İbn Mâce rivayetlerine gö­re üzerine tırmandığı] kıbleye yönelip dua ettiği şeklindeki rivayet Meş’ar-i Harâm’ın Kuzah tepesi Müzdelife’nin tamamı değil bir bölümü olduğu yolundaki görüşü desteklemek­tedir. Meş’ar-i Haram tabiriyle Müzdeli­fe’nin kastedilmesinin cüzün kül için kul­lanılması kabilinden olduğu kaydedilmek­te Muhibbüddin et-Taberî de Abdullah b. Ömer’in Meş’ar-i Haram’ın Müzdelife’nin tamamı olduğu şek­lindeki sözünün mecaz olarak değerlen dirilebileceğini belirterek âyetteki “Meş­’ar-i Harâm’ın yanında” ifadesinin Müz­delife’nin tamamına işaret etmediğini söylemektedir.

Fıkıh âlimlerinin çoğunluğu Meş’ar-i Harâm’ın Kuzah tepesi olduğu görüşünü benimsemiş, tefsir, hadis ve siyer âlimle­rinin büyük kısmı ise Meş’ar-i Haram ile Müzdelife’nin tamamımın kastedildiğini ifade etmiştir. Müzdelife vakfesinin Müz­delife sınırları içinde yapılması caiz ol­makla birlikte Hz. Peygamber’in fiilinden dolayı Kuzah tepesi üzerinde, mümkün olmadığı takdirde civarında vakfeye du­rulması daha faziletli kabul edilmiştir.

TDV İslam Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski